10 Kasım 2011 Perşembe

özlenen duygular

Özlenen duygular: babaanne evinde soba başında çay eşliğinde kitap okumak...
Yaşanmışlıklarla dolu dört duvar var etrafımda. Hiç sesleri çıkmadan dinlediler tüm yılları bu evde. Her türlü yükü çektiği yetmezmiş gibi yağmura soğuğa dayanan bir de çatı var tam üzerimizde. Küçük bir ses geliyor çıtır çıtır yanan sobanın üzerinden. İçi su dolu güğümün sesi galiba diye düşünüyorum.
            Tahta kapıların altından içerideki fena sıcaklığı hafifletmek istercesine hafif hafif soğuk giriyor. Odayı yaşanılacak hale getiriyor adeta.
            Sobanın sesi yavaşlarken hafiften, üzerinde demlenmekte olan çay alıyor sırayı kış korosunda.  Yavaş yavaş salarken çay yaprakları demini, soba başı muhabbetler sürüp gidiyor hızlıca. Babaannenin ağrıyan ayakları ve beli başta olmak üzere hep dertler dinleniyor. Hele bir de misafir bir teyze gelse tam olarak yandık. Bütün gün sağlık sorunlarını dinlemek zorunda kalabilirim.
            Neyse ki bu sefer misafir bir teyze yok.  Misafirsiz bir babaanne evinin tadını çıkarmak gerekiyor. O an odayı ve babaannemi dinlemekten vazgeçip kitabı alıyorum elime.
Ne tatlı bir duygu soba başı kitap okumak. ‘Firarperest’ i okurken çayımdan da yudumluyorum yavaşça.
Babaannemse o halimle bırakıp sessizce ayrılıyor odadan. Kitap okuyan, ders çalışan insana saygısını çocukluğumdan beri defalarca yaşayarak anlamıştım. Nitekim yine aynı şekilde bizim eve doğru yol alıyor beni rahatsız etmemek için.
Soba, çay ve kitap... Koskoca yıl boyunca ancak bir kez tadabileceğim bir zevk. Doyulmaz.


Lapsus Calami
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...