1 Eylül 2012 Cumartesi

Tüm Bunların Hepsi Aşk İçin Mi?



    Öldü “zaman”… Öldü akrep. Yelkovan, bir kez daha döner miyim acaba telaşında çırpınmakta son kez.

    Öldü “mesafeler”… Acısı duyulmadı hiç. Sadece öldü.

    Yaşayan bir tek “yalnızlık” kaldı geriye. İroni mi dersiniz bilmem ama yalnızlık da yalnız kaldı. Saçma değil mi yalnızlığın yalnız, tek başına kalması? Oysa o hepsinden çok istedi ölmeyi. Tanrı cezalandırdı onu. Tanrı da yalnız değil mi? Tanrı kendini de cezalandırmış olmasın böylece.

    Tüm bu çıkmazın ortasında tanrı “aşk”ı yarattı. Amacı neydi bilinmez, sadece yarattı. Zaman yokken yarattı. Mesafeler yokken yarattı. Bir tek yalnızlık vardı aşk yaratıldığında. Tanrı cezalandırdı mı aşkı yalnızlıkla? Tanrı öyle her şeyi cezalandırmakla mı uğraşır? Hiç sanmam. Sadece yarattı.

    Aşk, yaşadı yalnızlıkla bir süre. Cezası –yine ceza mı dedim- neyse çekti ki, sonunda tanrı zamanı diriltti.

    Akrep canlandı. Sessizce canlandı. Öyle çok sesi çıkmaz zaten akrebin. Sakince yaşar her şeyi. 

    Yelkovan hoyratça salındı durdu yine, ilk turunu atarken sonsuz ritminin. Yelkovan haşarıdır biraz. Mazur gördü tanrı.

    Mesafeler dirildi birden. Zamanla aşkın arasına girdi. Aşkı da, zamanı da değerli kılsın diye yarattı tanrı onu. Görevini sonuna kadar da yaptı.

    Yalnızlık yine yalnız kaldı. Tanrıyı kıskandı mesafelere karşı. Zamanı da aşkı da anlamlandıranın kendi olduğunu düşündü bencilce. Evet, bencildi yalnızlık.

    Ve tanrı “özlem”i yarattı sonunda. Tüm bu karmaşaya çözüm bulsun diye. Mesafelerle değerlenen zamanı da, aşkı da, yalnızlığı da özlemin şefkatine bıraktı.

    Tanrı neden özlemi yarattı? Siz tanrı olsanız, ne yapardınız tüm bu karmaşanın ortasında? Tüm bunların hepsi "aşk" için miydi gerçekten?.


Derşan

İlham verene sonsuz teşekkür..
(Fotoğraf: Pınar Şahintaş)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...